Umre Nedir?



UMRE
Sözlükte; ziyaret etmek, uzun ömürlü olmak, evi mamur etmek, bir yerde ikamet etmek, korumak, malı çok olmak ve Allah'a kulluk etmek anlamlarındaki "a-m-r" kökünden türeyen umre; belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girip Kâbe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.

Hac ibadetinden farkı, bir zamanla sınırlı olmaması, Arafat ve Müzdelife vakfesi ile kurban kesme ve şeytan taşlama görevlerinin bulunmamasıdır. Bu bakımdan hacca, "hacc-ı ekber" (büyük hac), umreye de "hacc-ı asgar" (küçük hac) denir.

Umrenin iki farzı vardır. İhram ve tavaf. Bunlardan ihram şart, tavaf rükündür. Vacipleri ise sa'y ile traş olup ihramdan çıkmaktır.

Umrenin Hükmü
Müslüman'ın ömründe bir defa umre yapması Hanefi ve Maliki mezheplerine göre müekked sünnet, Şafii ve Hanbeli mezhebine göre ise farzdır.

Hanefi bilginlerden umrenin, vitir namazı, kurban ve fıtır sadakası gibi vacip olduğu görüşünde olanlar da vardır.
Umrenin hükmü konusundaki ihtilaf; "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın..." (Bakara, 2/196.) anlamındaki ayete getirilen farklı yorumlar ile bu konuda farklı rivayetlerin bulunmasından kaynaklanmaktadır.

Âyet-i kerime, farz olsun nafile olsun hac ve umre ibadetine başlanınca bu görevin yarım bırakılmayıp tamamlanması gerektiğini ifade ettiği gibi "Orucu akşama kadar tamamlayın" (Bakara, 2/187.) anlamındaki ayette olduğu gibi "hac görevini yerine getirin" (ekimü) anlamını da ifade eder.

İmam Şafii ve İmam Ahmed b. Hanbel, bu ayeti hac ve umre görevini yerine getirin şeklinde bir emir olarak anlamışlar, umrenin farz olduğu içtihadında bulunmuşlardır. Ayrıca şu rivayetleri de görüşlerine delil olarak almışlardır:

Hz. Aişe,
-"Ey Allah'ın Elçisi! Kadınların cihat yapması gerekli midir"? diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam,
-Evet, (onlara) içinde savaş bulunmayan cihat (yani) hac ve umredir gereklidir" buyurmuştur. (İbn Mâce, Menasik, 8, II, 968. Şirbînî, II, 206-207.)

"Umre küçük hacdır", (Muğnî, V, 14.)

Sahabeden Ebü Rezin el-Ukeyli,

- "Ey Allah'ın Elçisi! Babam ihtiyar bir insandır. Ne hac ve umre ne de yolculuk yapmaya gücü yeter. (Ne yapması gerekir)" diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da,

-"Babanın yerine sen hac ve umre görevi yap" buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Menâsik, 26. II, 402. İbn Mace, Menasik, 10, II, 970.)
Umrenin farz olmadığı görüşünde olanlar ise;

"...Gücü yetenlerin haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır" (Al-i İmrân, 3/ 97.) anlamındaki ayette ve İslam'ın beş temel esasını beyan eden hadis-i şerifte umrenin geçmemiş olmasını umrenin farz olmadığına delil getirmişlerdir. Şu hadisleri de görüşlerine delil olarak zikretmişlerdir:

"Hac, farz, umre nafile bir ibadettir" (İbn Mâce, Menâsik, 8, II, 968. Tirmizî, Hac, 88. III, 270. Kâsânî, II, 226.Taberî, II, 2/212. Muğnî, V, 13.)

Cabir ibn Abdullah'ın bildirdiğine göre bir sahabi Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam'a

- "Ey Allah'ın Elçisi! Umre farz mıdır diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da,
- "Hayır, umre yapman senin için daha hayırlıdır" buyurmuştur. (Taberî, II, 2/212.Tirmizî, Hac, 88. III, 270. Ahmed, III, 316. )
Umrenin farz olduğu içtihadında bulunanların görüşlerine delil olarak zikrettikleri hadiste geçen "umreye küçük hac" denilmesini "sevabını beyan içindir" şeklinde açıklamışlardır.

Abdullah ibn Ömer'in bildirdiğine göre Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam dört defa umre yapmış, (Tirmizî, Hac, 93. III, 275) umre yapılmasını teşvik etmiş ve;

"Umre, daha sonraki umreye kadar, ikisi arasında işlenen günahlar için kefifrettir. Allah katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir" (Tirmizî, Hac, 90. III, 272.) buyurmuştur.

(Bu bölüm, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ-- Mehmet KESKİN- Doç. Dr. Halil ALTUNTAŞ tarafından hazırlanan "Hac İlmihali" adlı eserden alınmıştır.)

Konular